Acadlore takes over the publication of JAFAS from 2023 Vol. 9, No. 4. The preceding volumes were published under a CC BY license by the previous owner, and displayed here as agreed between Acadlore and the owner.
Cumhuriyetten Günümüze Türkiye’nin Dış Ticaret ve Ekonomik Büyüme İlişkisi Üzerine Nedensellik Analizi (A Causality Analysis Over the Relationship Between Economic Growth and Foreign Trade of Turkey From the Foundation of Republic to Now)
Abstract:
The aim of the study is to reveal the relationship between Turkey's foreign trade and economic growth. In the analyzes, import, export and gross domestic product datas of 1923-2016 period of Turkish economy were used. For empirical examination has been benefited from causality tests. The result of the study is the existence of import-led economic growth.
1. Giriş
Her ülkenin temel makroekonomik hedeflerinden birisi olan ekonomik büyüme gayri safi yurtiçi hâsıla (GSYİH)’da meydana gelen artış oranıyla ölçülmektedir. GSYİH, harcama yöntemiyle hesaplandığında tüketim harcamaları, yatırım harcamaları, kamu harcamaları ve net ihracatın toplamlarından oluşmaktadır. Kısaca bu unsurlardaki artış GSYİH’yı arttırarak ekonomik büyümeye katkı sağlayacaktır. Klasik iktisatçılar bu unsurlar içerisinden büyümenin motoru olarak dış ticarete dikkat çekmişler ve ihracatın büyümeyi arttıracağını savunmuşlardır.
İhracat, ithalat ve ekonomik büyüme arasında karşılıklı bir etkileşim vardır. Bu etkileşimin yönünü ölçmek için aşağıdaki hipotezler sınanabilir.
İhracata dayalı büyüme
İthalata dayalı büyüme
Büyümeye dayalı ihracat
Büyümeye dayalı ithalat
İhracata dayalı ithalat
İthalata dayalı ihracat
Teorik olarak hangi hipotezin kabul edileceği incelenen ülkeye, döneme ve izlenen dış ticaret politikalarına bağlı olarak farklılık göstermektedir. Bu sebeple dış ticaret - ekonomik büyüme ilişkisinin teorik olmaktan çok ampirik bir sorun olduğunu söylemek mümkündür.
Türkiye’de 24 Ocak 1980 Kararları ile ithalat ve ihracatın serbestleşmesi öngörülerek dışa açılma süreci başlamıştır. İthal ikâmesi politikası terk edilerek ihracata yönelik sanayileşme politikası benimsenmiştir (Karluk,2005:497). Bu çalışmada Türkiye’nin 1980-2016 dönemine ait ihracat, ithalat ve GSYİH verilerine dayanarak “ihracata dayalı büyüme” hipotezi sınanacaktır. Bu amaçla dış ticaret ve ekonomik büyüme arasında bir ilişkinin varlığı ampirik olarak araştırılacak, ilişki tespit edilirse ilişkinin yönü Granger Nedensellik Testi kullanılarak belirlenecektir.
Çalışmanın ilk bölümünde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılı olan 1923 tarihinden ihracata yönelik sanayileşme politikasının benimsendiği 1980 yılına kadar olan dış ticaret – büyüme ilişkisi uygulanan dış ticaret politikaları çerçevesinde özetlenmeye çalışılacaktır. Dış ticaret – büyüme ilişkisini Türkiye örneği üzerinden inceleyen çalışmalar literatür özeti olarak verildikten sonra bu çalışmanın ampirik sonuçları sunulacaktır. Son bölümde ise araştırmanın bulguları değerlendirilerek önerilere yer verilecektir.
2. 1923-1980 Döneminin Dış Ticaret Göstergeleri İle İncelenmesi
Dış ticaret göstergeleri, ancak döneme yön veren ulusal ve uluslar arası ekonomik ve politik gelişmeler göz önüne alınarak incelendiğinde birer istatistik olmaktan çıkıp anlamlı verilere dönüşmektedir.
Cumhuriyetin kuruluş yılları hem Türkiye hem de dış dünya için ekonomik ve politik olayların oldukça yoğun yaşandığı yıllardır. İzmir İktisat Kongresinin (17 Şubat-4 Mart 1923) cumhuriyetin ilanından (29 Ekim 1923) önce toplanması yeni kurulacak ulus devletin yaşayabilmesi için ekonominin ne denli önemli olduğunun göstergesidir. Yine bu dönemde imzalanan Lozan Anlaşması, dış ticaret ve ekonomik büyüme açısından kritik bir rol oynamaktadır. Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı kazandığımız bu anlaşmanın sonucunda kapitülasyonlar kaldırılarak karasularımızda yük ve yolcu taşıma hakkı (kabotaj) sadece Türklere verilmiştir. Deniz taşımacılığının dış ticaretteki yeri göz önüne alındığında bu çok önemli bir karardır. 1916’da yürürlüğe giren gümrük rejiminin 1929 yılına kadar geçerli olacağı kararı ise, yerli mallarımızın ve sanayimizin dış rekabetten korunması için beş yıl daha beklememiz gerektiği anlamını taşıdığından olumsuz bir sonuç olarak değerlendirilebilir. Osmanlı’dan kalan dış borç ödemelerimizin de 1929 yılında başlayacak olması ve aynı yılda dünyayı sarsacak olan Büyük Bunalımın yaşanması sonraki yıllarda izleyeceğimiz dış ticaret politikalarımızın belirleyicisi olmuştur. 1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu ve yine bu dönemde özel sektörün gelişmesi için kurulan İş Bankası, yeni devletin sanayiye verdiği önemi göstermektedir. 1914 ve 1944’te yaşanan iki Dünya Savaşı’nın arasındaki dönemi kapsayan kuruluş yıllarımızda liberal bir ekonomi politikasının izlendiğini ancak devletin yönlendirici müdahalelerinin de olduğunu söylemek mümkündür (Acar,1995:29)
Yıllar | İhracat | Değişim | İthalat | Değişim | Dış Ticaret Dengesi | Dış Ticaret Hacmi | İhracatın İthalatı Karşılama oranı | GSYİH* | Büyüme |
1923 | 50790 | - | 86872 | - | -36082 | 137662 | 58.5 | 2959 | - |
1924 | 82435 | 62.3 | 100462 | 15.6 | -18027 | 182897 | 82.1 | 3392 | 14.7 |
1925 | 102700 | 24.6 | 128953 | 28.4 | -26253 | 231653 | 79.6 | 3817 | 12.5 |
1926 | 96437 | -6.1 | 121411 | -5.8 | -24974 | 217848 | 79.4 | 4512 | 18.2 |
1927 | 80749 | -16.3 | 107752 | -11.3 | -27003 | 188501 | 74.9 | 3937 | -12.8 |
1928 | 88278 | 9.3 | 113710 | 5.5 | -25432 | 201988 | 77.6 | 4362 | 10.8 |
1929 | 74827 | -15.2 | 123558 | 8.7 | -48731 | 198385 | 60.6 | 5301 | 21.5 |
1930 | 71380 | -4.6 | 69540 | -43.7 | 1840 | 140920 | 102.6 | 5431 | 2.5 |
1931 | 60226 | -15.6 | 56935 | -13.8 | 291 | 120161 | 100.5 | 5877 | 8.2 |
1932 | 47972 | -20.3 | 40718 | -32.1 | 7254 | 88690 | 117.8 | 5253 | -10.6 |
1933 | 58065 | 21.0 | 45091 | 10.7 | 12974 | 103156 | 128.8 | 6065 | 15.5 |
Tablo 1’de görüldüğü gibi 1929 yılına kadar ithalatımız ihracatımızdan fazla olmuştur. 1929 yılı ithalatımızın ve dış ticaret açığımızın en yüksek yıl olmasının yanı sıra ekonomik büyüme oranının da en yüksek olduğu yıldır. Bu durum yeni kurulan ülkenin tüketim ve yatırım mallarına çok fazla gereksinim duyduğu ve henüz bunları üretmeye yetecek sanayisi olmadığı gerçeğiyle açıklanabilir. Ayrıca yeni gümrük düzenlemesiyle ithalata sınırlama getirileceği beklentisi de ithal aramalı ve hammadde kullanıcılarını da taleplerini arttırmaya yöneltmiş olabilir.1930 yılında ithalatta %43.7 oranında yaşanan azalmanın ve büyümenin %2.5 düzeyine gerilemesinin sebebi olarak Büyük Buhran gösterilebilir.
1929 yılından sonra ithalatta görülen azalma ve onun sonucunda dış ticaret hacmindeki gerileme ithal mallarının gümrük vergilerinin %16’dan %40’a çıkarılması ile açıklanabilir (Kepenek ve Yentürk,2007:49).
1927 ve 1932 yılları hariç ekonominin küçüldüğü yıl olmamıştır. Bu yıllar aynı zamanda ithalat ve ihracatta sert düşüşlerin olduğu görülmektedir. 1930 yılında da dönemine göre küçük bir büyüme oranı ve ithalatta en yüksek düşüş yaşandığını da dikkate alarak incelenen dönemde ithalata dayalı bir büyüme olduğunu söylemek mümkündür.
Devletin ekonomide üretici ve yatırımcı olarak aktif rol aldığı, kalkınma planlarının yürürlüğe girdiği, dış ticarette korumacılık ve büyümede ithal ikâmesi yaklaşımının benimsendiği bu dönem Türkiye ekonomisinde devletçilik yılları olarak bilinmektedir.
Yıllar | İhracat | Değişim | İthalat | Değişim | Dış Ticaret Dengesi | Dış Ticaret Hacmi | İhracatın İthalatı Karşılama oranı | GSYİH* | Büyüme |
1934 | 73007 | 25.7 | 68761 | 52.5 | 4246 | 141768 | 106.2 | 6447 | 6.30 |
1935 | 93670 | 4.4 | 70635 | 2.7 | 5597 | 146867 | 107.9 | 6252 | -3 |
1936 | 93670 | 22.9 | 73619 | 4.2 | 20051 | 167289 | 127.2 | 7694 | 23.1 |
1937 | 109225 | 16.6 | 90540 | 23.0 | 18685 | 199765 | 120.6 | 7811 | 1.5 |
1938 | 115019 | 5.3 | 118899 | 31.3 | -3880 | 233918 | 96.7 | 8550 | 9.5 |
1939 | 99646 | -13.4 | 92498 | -22.2 | 7149 | 192145 | 107.7 | 9139 | 6.9 |
1940 | 80904 | -18.8 | 50035 | -45.9 | 30869 | 130939 | 161.7 | 8702 | -4.8 |
1941 | 91056 | 12.5 | 55349 | 10.6 | 35707 | 146405 | 164.5 | 7800 | -10.4 |
1942 | 126115 | 38.5 | 112879 | 103.9 | 13236 | 238994 | 111.7 | 8230 | 5.5 |
1943 | 196734 | 56.0 | 155340 | 37.6 | 41394 | 352074 | 126.6 | 7424 | -9.8 |
1944 | 177952 | -9.5 | 126230 | -18.7 | 51722 | 304182 | 141.0 | 7047 | -5.1 |
1945 | 168264 | -5.4 | 96969 | 23.2 | 71295 | 265233 | 173.5 | 5970 | -15.3 |
1946 | 214580 | 27.5 | 118889 | 22.6 | 95691 | 333469 | 180.5 | 7885 | 32.1 |
1947 | 223301 | 4.1 | 244644 | 105.8 | -21343 | 467945 | 91.3 | 8212 | 4.1 |
1948 | 196799 | -11.9 | 275053 | 12.4 | -78254 | 471852 | 71.5 | 37133 | - |
1949 | 247825 | 25.9 | 290220 | 5.5 | -42365 | 538045 | 85.4 | 35282 | -5.0 |
1950 | 263424 | 6.3 | 285664 | -1.6 | -22240 | 549088 | 92.2 | 38598 | 9.4 |
İncelenen dönemin sonunda, dönem başına göre GSYİH altı kat artmıştır. Buna dayanarak ithalattaki kısıtlamaların yerli üretimin artmasına olanak verdiğini söylemek mümkündür. 1934 – 1946 yılları arasında 1938 yılı hariç dış ticaret fazlası verilmiştir. 1946 yılı ihracatın ithalatı karşılama ve büyüme oranları dikkate alındığında dönemin en parlak yılıdır. 1936 yılında ise ihracattaki artış, ithalattaki artışın beş katından fazladır ve dönemin ekonomik büyüme performansı açısından en başarılı olduğu ikinci yıldır.
1946 yılında Türk Lirası Dolar karşısında %53 oranında devalüe edilmiştir. Bu devalüasyonun ihracatı arttıracağı ve nisbi olarak pahalılaşan ithalatı azaltarak yerli üretimde ve dolayısıyla GSYİH’da artış beklentisi oluşturmuştur. Beklenenin aksine, ekonomik büyüme oranı 1946’da %32 iken 1947 yılında %12 düzeyine düşmüştür. Bunun sebebini şu şekilde açıklamak mümkündür: İhraç mallarımız tarım ürünlerinden oluşmaktaydı ve tarımsal ürünlerin talep elastikiyeti düşük olduğundan, fiyatlardaki düşüş ihracatı arttırmaya yetmemiş olabilir. Devalüasyon sonucu ithal girdinin pahalılaşması sebebiyle üretim maliyetlerimizin artması ise GSYİH’da istenen artışı yaratmamış olabilir.
1950 yılında çok partili döneme geçişle birlikte iktidara gelen hükümet devletçilik politikasını dışlayarak liberal ekonomi politikasını benimsemiştir fakat 1952 yılında dış ticaret açığının bir önceki yıla göre iki kat artması sonucu ithalatta tekrar kısıtlamaya gidilmiş ve 1953’ten itibaren serbest ithalat rejimi tamamen kaldırılmıştır.
Yıllar | İhracat | Değişim | İthalat | Değişim | Dış Ticaret Dengesi | Dış Ticaret Hacmi | İhracatın İthalatı Karşılama oranı | GSYİH* | Büyüme |
1951 | 314082 | 19.2 | 402086 | 40.8 | -88004 | 716168 | 78.1 | 43536 | 12.8 |
1952 | 362914 | 15.5 | 555920 | 38.3 | -193006 | 918834 | 65.3 | 48739 | 12.0 |
1953 | 396061 | 9.1 | 532533 | -4.2 | -136472 | 928594 | 74.4 | 54210 | 11.2 |
1954 | 224924 | -15.4 | 478359 | -10.2 | -143435 | 813283 | 70.0 | 52655 | -2.9 |
1955 | 313346 | -6.4 | 497637 | 4.0 | -184291 | 810983 | 63.0 | 56912 | 8.1 |
1956 | 304990 | -2.7 | 407340 | -18.1 | -102350 | 712330 | 74.9 | 58763 | 3.3 |
1957 | 345217 | 13.2 | 397125 | -2.5 | -51908 | 742342 | 86.9 | 63417 | 7.9 |
1958 | 247271 | -28.4 | 315098 | -20.7 | -67827 | 562369 | 78.5 | 66308 | 4.6 |
1959 | 353799 | 43.1 | 469982 | 49.2 | -116183 | 823781 | 75.3 | 69373 | 4.6 |
1960 | 320731 | -9.3 | 468186 | -0.4 | -147455 | 788917 | 68.5 | 71391 | 2.9 |
1961 | 346740 | 8.1 | 507205 | 8.3 | -160465 | 853945 | 68.4 | 72619 | 1.7 |
1962 | 381197 | 9.9 | 619447 | 22.1 | -238250 | 1000644 | 61.5 | 77030 | 6.1 |
1963 | 410771 | -3.4 | 687616 | 11.0 | -319529 | 1055703 | 53.5 | 84291 | 9.4 |
1964 | 410771 | 11.6 | 537229 | -21.9 | -126458 | 948000 | 76.5 | 87782 | 4.1 |
1965 | 463738 | 12.9 | 571953 | 6.5 | -108215 | 1035691 | 81.1 | 90078 | 2.6 |
1966 | 490508 | 5.8 | 718269 | 25.6 | -227761 | 1208777 | 68.3 | 100629 | 11.7 |
1967 | 522334 | 6.5 | 684669 | -4.7 | -162355 | 1207003 | 76.3 | 105159 | 4.5 |
1968 | 496419 | -5.0 | 763659 | 11.5 | -267240 | 1260078 | 65.0 | 31425049 | - |
1969 | 536834 | 8.1 | 801236 | 4.9 | -264403 | 1338070 | 67.0 | 32707548 | 4.1 |
1970 | 588476 | 9.6 | 947604 | 18.3 | -359128 | 1536081 | 62.1 | 33765132 | 3.2 |
1971 | 676602 | 15.0 | 1170840 | 23.6 | -494239 | 1847442 | 57.8 | 35644700 | 5.6 |
1972 | 884969 | 30.8 | 1562550 | 33.5 | -677581 | 2447519 | 56.6 | 38291639 | 7.4 |
1973 | 1317083 | 48.8 | 2086216 | 33.5 | -769133 | 3403299 | 63.1 | 39540780 | 3.3 |
1974 | 1532182 | 16.3 | 3777501 | 81.1 | -2245319 | 5309683 | 40.6 | 41752876 | 5.6 |
1975 | 1401075 | -8.6 | 4738558 | 25.4 | -3337483 | 6139633 | 29.6 | 44748268 | 7.2 |
1976 | 1960214 | 39.9 | 5128647 | 8.2 | -3168433 | 7088862 | 38.2 | 49429503 | 10.5 |
1977 | 1753026 | -10.6 | 5796278 | 13.0 | -4043252 | 7549304 | 30.2 | 51113351 | 3.4 |
1978 | 2288163 | 30.5 | 4599025 | -20.7 | -2310862 | 6887187 | 49.8 | 51881586 | 1.5 |
1979 | 2261195 | -1.2 | 5069432 | 10.2 | -2808236 | 7330627 | 44.6 | 51557767 | -0.6 |
1980 | 2910122 | 28.7 | 7909364 | 56.0 | -4999242 | 1081948 6 | 36.8 | 50295991 | -2.4 |
1954 yılında ithalatta görülen %10 oranında düşüş, ithal malı girdisini yoğun kullanan sanayide düşüşlere sebep olmuş ve ekonomi %2.9 küçülmüştür.
1958 yılında ithalatın önündeki engellerin azaltılmasını ve Türk Lirasının devalüe edilmesini öngören bir ekonomik istikrar programı uygulanmaya başlanmıştır (Kepenek ve Yentürk,2007:124-125). 1959’da devalüasyon sonucu ihracat %43, ithalat engellerinin azaltılması sonucu ise ithalat %49 artmıştır. Ekonomi ise yaklaşık %5 büyümüştür.
1960 yılında yaşanan darbenin sebep olduğu durgunluk 1961 yılında da kendini göstermiştir.
1963-1974 yılları arasında iç piyasayı yerli üretime tahsis etmek için üretim düzeyi yeterli miktarlara ulaşan malların ithalatının yasaklanarak, ithal ikâmesi bir politika izlenmiştir (Kazgan,2004:96).
1974 yılında petrol kriziyle birlikte dış ticaret hadleri tersine dönmüş ve artan maliyetler ithalatı zorlaştırmıştır. Hükümet üretimin etkilenmemesi için ithalatı kolaylaştırıcı önlemler almıştır (Kazgan,2004:106-107). 1974 yılında ithalatta %81 artış olmuştur.
Ekonominin tarıma, tarımın da hava koşullarına bağlı olmasından dolayı incelenen dönemde GSYİH’da dalgalanmalar görülmektedir. 1955-1979 yılları arasında ekonominin küçüldüğü bir yıl olmamıştır. Dönemin tamamında dış ticaret açığı vardır. Dönemin başında ihracatın ithalatı karşılama oranı %78.1 ve büyüme oranı %12.8 iken, dönemin sonunda ihracatın ithalatı karşılama oranı %36.8’e düşmüş ve ekonomi %2.4 oranında küçülmüştür.
3. Dış Ticaret – Ekonomik Büyüme İlişkisinin Türkiye Özelinde İncelendiği Çalışmalara Ait Literatür Özeti
YAZAR(lar) YIL | YÖNTEM | ÜLKE ve DÖNEM | BULGULAR |
ÖZMEN – ÖZER – TÜRKYILMAZ 1999 | GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE OCAK1983- HAZİRAN 1997 | İhracattan büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. |
TUNCER 2002 | GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1980-2000 | GSYİH ve ithalat arasında iki yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. GSYİH’DAN ihracata doğru nedensellik ilişkisi bulunmuştur. |
ŞİMŞEK 2003 | GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1960-2002 | Büyümeden ihracata doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. |
DEMİRHAN 2005 | HATA DÜZELTME MODELİ KONTEGRASYON | TÜRKİYE 1990-2004 | İhracattan büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulgusuna ulaşılmıştır. |
| ANALİZİ |
|
|
ERDOĞAN 2006 | KOENTEGRASYON NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1923-2004 | İhracat artışı ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi saptanmıştır. |
KURT - BERBER 2008 | VAR MODELİ | TÜRKİYE 1989-2003 | Büyüme ile ithalat arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi görülmüş, ithalattan ihracata ve ihracattan büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi belirlenmiştir. |
GERNİ - EMSEN - DEĞER 2008 | GRANGER FEDER | TÜRKİYE 1980-2006 | İhracat ve ekonomik büyüme ara malı ve sermaye malı ithalatından etkilenmektedir. |
AKTAŞ 2009 | HATA DÜZELTME MODELİ EŞBÜTÜNLEŞME TESTİ | TÜRKİYE 1996-2006 | İhracat ve ithalattan büyümeye doğru nedensellik görülmemiştir. Uzun dönemde ihracattan ithalata, ithalattan ihracata, büyümeden ihracata ve büyümeden ithalata doğru nedensellik ilişkisi bulunmuştur. |
İSPİR - ERSOY - YILMAZER 2009 | MARKOV REJİM DEĞİŞMELERİ |
TÜRKİYE 1989-2007 | Daralma döneminden genişleme dönemine geçerken ihracat baskın rol oynamaktadır. Ekonomi genişleme döneminde iken bu sürecin sürdürülmesinde ihracat ve ithalat birlikte katkı sağlamaktadır. |
TEMİZ 2010 | JOHANSEN EŞBÜTÜNLEŞME VEKTÖR HATA DÜZELTME GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1965-2009 | Uzun dönemde ihracata dayalı büyüme hipotezi geçerlidir. Ekonomik büyümeden ihracat artışına doğru nedensellik ilişkisi vardır. |
SARI-GERNİ- DEĞER-EMSEN 2010 | GRANGER NEDENSELLİK VE EŞBÜTÜNLEŞME TESTİ (PEDRONİ) | TÜRKİYE 1990-2008 | Kısa dönemde ekonomik büyümeden ihracata doğru tek yönlü bir nedensellik tespit edilmiştir. |
DEĞER 2010 | JOHANSEN EŞBÜTÜNLEŞME VE GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1980-2006 | Türkiye’nin uzun dönem ekonomik büyümesi üzerinde imalat sanayi ağırlıklı bir ihracat yapısı ile ihracatta ürün çeşitliliği önemlidir. |
TAŞDAN 2010 | FREKANS ALANI GRANGER NEDENSELLİK TESTİ | TÜRKİYE 1985-2009 | İthalata dayalı büyüme ve büyüme çekişli ihracat tespit edilmiştir. |
YENİPAZARLI - ERDAL 2010 | ARDL SINIR TESTİ | TÜRKİYE 1970-2006 | Dış ticaret ile ekonomik büyüme arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. |
UÇAK - ARISOY 2011 | JOHANSEN EŞBÜTÜNLEŞME GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1998-2007 | İhracat ve ithalatın uzun dönemde verimlilik artışına katkısı vardır. |
YILDIZ - BERBER 2011 | EŞBÜTÜNLEŞME VE HATA DÜZELTME MODELİ | TÜRKİYE 1989-2007 | İthalata dayalı büyüme olduğu belirlenmiştir. |
YAVUZ 2012 | GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1949-2010 | İhracattan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. |
GÜL-KAMACI 2012 | PEDRONİ EŞBÜTÜNLEŞME VE GRANGER NEDENSELLİK | 1980-2010 (GELİŞMİŞ ÜLKELER) 1993-2010 (GELİŞMEKTE OLAN) | Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için büyümeden ithalat ve ihracata doğru nedensellik ilişkisi bulunamamıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, ithalat ve ihracattan büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisi görülmüştür. |
ÇAMURDAN 2013 | JOHANSEN EŞBÜTÜNLEŞME GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1992-2013 | Büyümenin kaynağı ihracat, ihracatın kaynağı da ithalattır. |
TAŞ 2013 | GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1962-1981 1982-2010 | 1962-1981 döneminde ithalattan büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisi görülmüştür. 1982-2010 yılları arasında yalnızca ihracattan büyümeye doğru bir nedensellik ilişkisi saptanmıştır. |
ÖZCAN - ÖZÇELEBİ 2013 | JOHANSEN EŞBÜTÜNLEŞME | TÜRKİYE 2005-2011 | İhracata dayalı büyüme hipotezi geçerlidir. |
SARAÇ 2013 | MARKOV REJİM DEĞİŞMELERİ | TÜRKİYE 1989-2011 | İhracat ve ithalat hem daralma hem genişleme dönemlerinde büyümeyi pozitif yönde etkilemektedir. |
ÖNDER - HATIRLI 2014 | GRANGER NEDENSELLİK VE HAUSMAN TESTİ | TÜRKİYE 1994-2009 | İmalat sanayi ihracatından büyümeye ve büyümeden de imalat sanayi ihracatına doğru eşanlı ilişki vardır. |
KORKMAZ- AYDIN 2015 | GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 2002-2014 | İthalat ile ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi olduğu bulunmuştur. |
SAĞLAM-EGELİ 2015 | EŞBÜTÜNLEŞME VE GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1999-2013 | Kısa dönem için ihracat ve ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi , Uzun dönem için ihracattan büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi görülmüştür. |
ŞEREFLİ 2016 | GRANGER NEDENSELLİK | TÜRKİYE 1975-2014 | Büyüme ile dış ticaret arasında bir nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir. |
4. Ekonometrik Analiz ve Bulgular

Tüm seriler çeyrek yıllık olup 1980:Q1 – 2016:Q2 dönemini kapsamaktadır. İthalat ve ihracat serileri mevsimsellikten arındırılmış olarak indirilmiş; GSYIH serisi Census X12 yöntemi kullanılarak mevsimsellikten arındırılmıştır. Tüm analizler Eviews9.0 paket program kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
LY: GDP (2010=100) OECD veri bankasından 2010 sabit fiyatları ile milyon dolar cinsinden indirilmiş, daha sonra milyar dolara çevrilmiş ve logaritması alınmıştır.
LM: OECD veri bankasından milyar dolar cinsinden indirilmiş ve logaritması alınmıştır. LX: OECD veri bankasından milyar dolar cinsinden indirilmiş ve logaritması alınmıştır.
Birim Kök Testleri
Eştümleşme ve diğer bazı çok değişkenli zaman serisi analizlerinin varsayımlarımdan birisi de durağanlıkla ilgili olduğu için analizlere dahil edilecek zaman serisi değişkenlerinin durağanlığı (birim kök içerip içermediği) sınanmalıdır. Serilerin durağanlığının sınanması için ADF, PP ve KPSS gibi birim kök testleri kullanılmaktadır. Bu testlere göre bir zaman serisi birim kök içermiyorsa durağan kabul edilir. Bu çalışmada, Genelleştirilmiş Dickey-Fuller (ADF) (Dickey ve Fuller, 1979) ve PP (Phillips – Peron) birim kök testleri kullanılmıştır. Birim kök testlerinin sonuçları, Tablo 4’te sunulmuştur.
BİRİM KÖK TESTİ | ADF | PP |
SERİ [Düzey Değerleri] | Sabit & Trend | Sabit & Trend |
LY | -3.017045 | -3.139902 |
LM | -2.751125 | -2.994400 |
LX | -2.600612 | -2.622733 |
SERİ [Birinci Fark Değerleri] | Sabit | Sabit |
ΔLY | -7.556547*** | -11.43649*** |
ΔLM | -10.76077*** | -10.95561*** |
ΔLX | -11.81744*** | -11.82939*** |
Tablo 4’de de görüldüğü üzere tüm seriler birim kök içermekte ancak birinci farkları alındığında durağan hale gelmektedir. Bundan sonraki aşama ise iki seri arasındaki uzun dönemli bir ilişkinin olup olmadığının eştümleşme analizi yardımıyla belirlenmesidir. Eştümleşme analizi, durağan olmayan zaman serisi değişkenlerinin tümleşme derecelerinin aynı olması halinde, söz konusu değişkenlerin doğrusal kombinasyonlarının durağan olup olmadığının araştırılmasını sağlar. Eştümleşme ilişkisi ise bir hata düzeltme mekanizması (ECM) ima eder. Yani, eğer zaman serisi değişkenleri eştümleşme ilişkisine sahipse kısa dönemde sapabilecekleri ancak uzun dönemde dönmek zorunda oldukları bir denge ilişkisi içinde olabilirler.
Bu aşamada seriler arasında uzun dönem ilişkinin olup olmadığı eş bütünleşme analizi ile belirlenmektedir. Bu çalışmada değişkenler arasında eş bütünleşmenin varlığı Johansen Eştümleşme Testi kullanılarak araştırılmıştır.
Eştümleşme Testi
Johansen ve Juselius (1990), eştümleşme hipotezini test etmek için en çok benzerlik yöntemi (Maximum LikelihoodEstimation) ve LikehoodRatio testlerini geliştirmişlerdir. Johansen testi birinci farkların ECM (ErrorCorection Model) formu şöyledir;
$\Delta \mathrm{X}_1=\Gamma_{\mathrm{t}} \Delta \mathrm{X}_{\mathrm{t}-1}+\ldots+\Gamma_{\mathrm{k}+1} \Delta \mathrm{X}_{\mathrm{t}-\mathrm{k}}+\Pi \mathrm{X}_{\mathrm{t}-\mathrm{k}}+\mu+\varepsilon_{\mathrm{t}}$ ve $\varepsilon_{\mathrm{t}} \sim \mathrm{N}(0, \Lambda) \mathrm{t}=1, \ldots, \mathrm{T}$
Burada $\Pi$, (nXn) matris, $\Gamma_t, \ldots, \Gamma_{k+1}$ parametrelerin matrisi, $X t(n X n)$ birinci derece birim kök vektörü, $\mu$ (nX1) vektör sabit değer, $\varepsilon_t$ hata terimi vektörü ve $\Lambda$ ( $n X n$ ) kovaryans matrisini göstermektedir. Eșitlikte $\Delta X_1 I(0)$ olduğundan sağ tarafin durağan olması ancak $\Pi X_{t-k}^{\prime}$ nın durağan olmaslyla gerçekleşir.
Eş bütünleşme testinde Johansen yaklaşımı LikelihoodRatio testine dayalıdır ve n-r birim kök hipotezine karşı n-r-1 birim kök alternatif hipotezine göre test edilir. Trace ve maxstatistic testi olmak üzere iki ayrı test kullanılmaktadır.
$\Lambda_{\max }=-T \Sigma_{i=r+1} \ln \left(1-\Lambda_i\right), r=0, \ldots, n-1$.
Burada Λien yüksek eigenvalue değeridir.
Maxstatistic testi ise,
$\Lambda_{\max }=-T \ln \left(1-\Lambda_i\right)$ sseklindedir.
Johansen Eştümleşme testi sonuçları Tablo 5’te sunulmuştur. Hem Trace test hem de maximum eigenvalue test istatistikleri değişkenler arasında iki eştümleştirici denklem tespit etmiştir.
Boş Hipotez | $J_{Trace}$ | $J_{Max}$ |
r = 0 | 86.298* (0.0000) | (0.0000) |
r ≤ 1 | 25.902* (0.0075) | 21.603* (0.0056) |
r ≤2 | 4.298 (0.3694) | 4.298 (0.3694) |
Her eştümleşme ilişkisi bir hata düzeltme modeli ima ettiği için bu aşamadan sonra Var modeli vektör hata düzeltme modeli (VEC) formunda yeniden tahmin edilebilir.
Uzun dönem katsayı | |||||
tahminleri | |||||
Eştümleşme Denklemi (1) | Eştümleşme Denklemi (2) | ||||
LYt-1 | 1.0000 | 0.0000 | |||
LMt-1 | 0.0000 | 1.0000 | |||
LXt-1 | -0.330 | -1.017 | |||
C | (0.03299) [-10.0000] -6.168 (0.08301) [-74.3012] | (0.01739) [-58.4832] -0.285 (0.04375) [-6.5058] | |||
Hata Düzeltme Denklemi | ΔLYt | ΔLMt | ΔLXt | ||
VEC1 | -0.048266 | -0.140967 | -0.053495 | ||
(0.01025) | (0.04625) | (0.03741) | |||
[-4.70996] | [-3.04803] | [-1.42999] | |||
VEC2 | -0.017803 | -0.219551 | 0.125850 | ||
(0.01201) | (0.05420) | (0.04384) | |||
[-1.48240] | [-4.05080] | [ 2.87060] | |||
ΔLYt-1 | -0.075490 | 0.495479 | -0.195095 | ||
(0.10421) | (0.47030) | (0.38042) | |||
[-0.72442] | [ 1.05354] | [-0.51284] | |||
ΔLYt-2 | 0.183663 | 0.626603 | 0.238801 | ||
(0.10167) | (0.45885) | (0.37116) | |||
[ 1.80644] | [ 1.36560] | [ 0.64340] | |||
ΔLMt-1 | 0.073201 | 0.097856 | -0.025744 | ||
(0.02358) | (0.10642) | (0.08608) | |||
[ 3.10441] | [ 0.91955] | [-0.29907] | |||
ΔLMt-1 | -0.020296 | 0.097856 | -0.025744 | ||
(0.02427) | (0.10642) | (0.08608) | |||
[-0.83620] | [ 0.91955] | [-0.29907] | |||
ΔLXt-1 | -0.008928 | 0.095996 | 0.042726 | ||
(0.02560) | (0.11554) | (0.09346) | |||
[-0.34874] | [ 0.83084] | [ 0.45716] | |||
ΔLXt-2 | -0.033751 | -0.164155 | -0.096419 | ||
(0.02533) | (0.11430) | (0.09246) | |||
[-1.33264] | [-1.43616] | [-1.04286] | |||
Not: | ( ) standart hatalar, [ ] t |
Hata düzeltme modeline dayalı uzun dönem nedensellik şu şekilde yorumlanabilir: Hata düzelme parametreleri tahminleri (VEC1 ve VEC2 ) ihracat denklemi hariç, beklenildiği gibi negatif işaretli ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu, uzun dönemde GDP ve ithalat arasında çift yönlü nedensel ilişki olarak yorumlanabilir.
GDP’ ninbağımlıdeğişkenolduğuhatadüzeltmemodeliaçıkbiçimdeşöyledir:
$\begin{aligned} & \Delta \mathbf{L} \mathbf{Y}_{\mathbf{t}}=-0.048\left[\mathbf{L} \mathbf{Y}_{\mathrm{t}-1}-0.330 \mathbf{L X}_{\mathrm{t}-1}-6.168\right]-0.018\left[\mathbf{L} \mathbf{M}_{\mathrm{t}-1}-1.017 \mathbf{L X}_{\mathrm{t}-1}-0.285\right]-0.075 \\ & \Delta \mathbf{L} \mathbf{Y}_{\mathrm{t}-1}+0.184 \Delta \mathbf{L} \mathbf{Y}_{\mathrm{t}-2}+0.073 \Delta \mathbf{L M}_{\mathrm{t}-1}-0.020 \Delta \mathbf{L M}_{\mathrm{t}-2-2}-0.009 \Delta \mathbf{L} \mathbf{X}_{\mathrm{t}-1}-0.034 \Delta \mathbf{L X}_{\mathrm{t}-2}\end{aligned}$
NedenselliğinYönü | Test İstatistiği |
M à GDP*** | 11.74560 (0.0028) |
X à GDP | 1.848624 (0.3968) |
GDP à M | 2.615814 (0.2704) |
X à M | 2.905748 (0.2339) |
GDP à X | 0.787867 (0.6744) |
M à X | 0.408611 (0.8152) |
Tablo 7’de görüldüğü gibi, ithalatın gecikmeli değerleri GDP’nin güncel değeri üzerinde anlamlı bir etkiye sahiptir. Yani burada nedenselliğin yönü ithalattan GDP’ye doğrudur. Bu test, kısa dönem nedensellik olarak yorumlanmaktadır. Buna göre, kısa dönemde nedenselliğin yönü ithalattan GDP’ye doğrudur.
5. Sonuç ve Öneriler
Ekonomik büyüme ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin temel göstergelerinden biridir. Sanayileşmesini eken tamamlayan ve uluslararası piyasalara hâkim olmada erken davranan ülkeler, bugünün gelişmiş ülkeleridir. Sanayileşmede geç kalmış, büyümenin lokomotifi olarak yanlış sektörleri seçmiş, yerli sanayiye korunması gereken zamanda gerekli özeni göstermeyip, serbest ticaretin avantajlarından faydalanmaları gereken zamanda ise gereksizce korumacı davranmış ülkeler günümüzün gelişmekte olan ülkelerini oluşturmaktadır.
Türkiye ekonomisinde 1980 öncesi dönemde zaman zaman ihracatı arttırmaya yönelik liberal politikalar denenmişse de genel itibariyle ithal ikâmesine dayalı içe dönük büyüme stratejileri izlenmiştir. 1980 sonrası ise serbest piyasa ekonomisine geçiş ve ihracata dayalı büyüme stratejilerinin izlendiği dönemdir.
Ampirik analiz bulgularını şu şekilde özetlemek mümkündür: Johansen Eştümleşme Testi sonuçlarına göre %5 anlamlılık düzeyinde seriler arasında eştümleşme vardır. Hata Düzeltme Modelinin bulguları uzun dönemde GSYİH ve ithalat arasında çift yönlü nedensellik ilişkisinin olduğunu göstermektedir. Granger Nedensellik Testi, kısa dönemde nedenselliğinin yönünün ithalattan GSYİH’ya doğru olduğu sonucunu vermiştir. Analiz bulgularına dayanarak sınanan “ihracata dayalı büyüme” hipotezi reddedilerek, 1980 – 2016 döneminde “ithalata dayalı büyüme” hipotezi kabul edilmiştir.
Gelişmekte olan ülkelerde yatırım için gerekli olan sermaye mallarının ithalatla karşılanması, bu malların yurtiçinde üretimi nisbi olarak pahalı ise karşılaştırmalı üstünlükler teorisine göre doğru bir yaklaşımdır. Yatırımların artması üretimi arttıracak, artan üretimle iç fiyatların düşmesi ise ihracatı kolaylaştıracaktır. İthalata bağlı büyüme ve büyümeye bağlı ihracat artışı sürdürülebilir olduğu takdirde ülke açısından faydalı olabilir. Fakat ihracat oranlarındaki artış, ithalat oranlarındaki artışın gerisinde kalıyorsa, dış ticaret açığı sorununun yanı sıra büyümenin ithalata bağımlı hale gelmesine sebep olabilir.
Türkiye ekonomisi için ithal girdilerle ne ölçüde katma değer yaratabildiğimiz çok önemlidir. Bu sebeple AR-GE yatırımlarımızı arttırarak katma değeri yüksek nihai mallar ihraç etmeyi hedeflemek rasyonel olacaktır. Özellikle enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak teknolojilere yatırım yapmak büyümenin sürdürülebilir olması açısından önemlidir. İthalat ve ihracatta sınırlı sayıda ülkeye bağımlı olmak ekonomik ve politik açıdan riskler de taşımaktadır. Bu sebeple dış ticarette bulunduğumuz ülkelerin sayısını arttırmak hem risklerimizi azaltmada hem de uluslar arası piyasalarda pazarımızı genişletmede yardımcı olacaktır. Son olarak ithal ikâmesi ve ihracata dayalı sanayileşmenin ikâme değil tamamlayıcı politikalar olduğunu, bilinçli stratejiler üretmenin dış ticaret ve ekonomik büyüme açısından bir zorunluluk olduğunu söylemek mümkündür.
Çalışmanın kısıtlarına dayanarak sonraki araştırmalarda;
İç piyasaya ve ihracata dönük üretimde ara malı ve sermaye malı ithalatına bağımlı mıyız ve karşılaştırmalı üstünlüğümüzü sanayi malları lehine çevirebilir miyiz sorularına cevap aranabilir. Bu bağlamda ithal edilen sermaye mallarının verimliliği ile yurtiçinde üretilen sermaye mallarının verimlilikleri karşılaştırılabilir.
Dış ticaretin ekonomik büyümeye katkısı, diğer faktörlerin katkısıyla karşılaştırılarak “dış ticaret büyümenin lokomotifidir” hipotezi sınanabilir.
Büyümenin varlığı kadar sürdürülebilir olması da önemlidir. İthalata dayalı büyümenin sürdürülebilirliği tartışılabilir.
Ekonomik büyümenin refahı arttırması beklenmektedir. Dış ticaret hadlerinin bozulmasından kaynaklanan refah kaybı, büyümenin sağladığı refah artışı ile karşılaştırılarak ithalata dayalı büyüme, “yoksullaştıran büyüme teorisi” çerçevesinde incelenebilir.
